Aktiviteler

İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmış ve 1478 yılında tamamlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca, Sultan Abdülmecit’in Dolmabahçe Sarayı’nı yaptırmasına kadar, devletin idare merkezi olarak kullanılmış, aynı zamanda Osmanlı padişahlarının resmi ikametgahı olmuştur. Kaç padişah yaşadı ? Divan-ı Hümayun Hazinesi, Harem Dairesi, Aya İrini Kilisesi ve Darphane görülmeye değer mimari yapılarındandır.

Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer alan Ayasofya; mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü (kubbenin genişliği 31m zeminden yüksekliği 56m) ve işlevselliği yönünden tarih dünyasında önemli bir yer teşkil etmektedir. Ayasofya Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’da yapmış olduğu en büyük kilise olup aynı yerde üç kez inşa edilmiştir. Ayasofya aynı zamanda Bizans İmparatorluğu boyunca hükümdarların taç giydiği mabettir. Günümüz Ayasofya’sı İmparator Justinianos tarafından beş yılda yaptırılıp 537 yılında ibadete açılmıştır. İmparator, maiyetindeki tüm eyaletlere haber göndererek, en güzel mimarı parçaların burada kullanılması için toplatılmasını emretmiştir. Yapıda kullanılan sütun ve mermerler Aspendos, Efes, Baalbek, Tarsus gibi Anadolu ve Suriye’deki antik şehir kalıntılarından getirilmiştir. Ayasofya, Fatih Sultan Mehmed’in 1453’te İstanbul’u fethetmesiyle camiye çevrilmiş, 1935 yılında ise Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ve Bakanlar Kurulu kararıyla müze olmuştur.

İstanbul’daki tarihi yarımadada Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından 1609-1616 yılları arasında Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa’ya yaptırılmıştır. Mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için Mavi Cami (Blue Mosque) olarak adlandırılan Sultanahmet Camii, 17. yy’ın en önemli mimari eserlerindendir. Osmanlı cami mimarisi ile Bizans kilise mimarisinin 200 yıllık sentezinin zirvesini oluşturan cami, Türkiye’nin 6 minareli ilk camiidir.

İnşaatının temeli 1461 yılında atılmıştır. Dev ölçülü bir labirent gibi, 30.700 metrekarede, 66 kadar sokağı, 4.000 kadar dükkânı ile Kapalıçarşı, İstanbul’un mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biridir. Günün her saati kalabalık ve canlı olan çarşı, günün en yoğun zamanında yarım milyona yakın insan barındırmaktadır. Çarşı içerisindeki dükkanlarda sergilenen el halıları ve mücevherat geleneksel Türk sanatının en güzel örnekleridir.

İstanbul’un görkemli tarihi yapılarından birisidir. Bizans imparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından sarayın ve  bölgedeki diğer sakinlerin su depolama ihtiyacını karşılamak için yaptırılmıştır. İstanbul 1453 yılında Osmanlılar tarafından fethinden sonra  bir müddet daha kullanılmış, Topkapı Sarayı’nın bahçelerine buradan su verilmiştir. Uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre olan dev bir yapıdır. Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki bulunan Medusa Başları en dikkat çekici eserler arasındadır ve hakkında çok çeşitli efsanelere sahiptir.

Galata Kulesi dünyanın en eski kulelerinden biri olup, tam olarak ne zaman inşa edildiği hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte 507 yılında Bizans İmparatoru Iustinianos tarafından yaptırıldığı iddia edilmektedir. Tarihinde birkaç kez yangın geçirmiş olan kuleye günümüzdekine yakın şeklini 1348 yılında Cenevizliler vermiştir. 1509 depreminde büyük zarar gören kule, devrin ünlü Osmanlı mimarı Hayrettin tarafından onarılmıştır. 1638 yılında Hezarfen Ahmet Çelebi, kollarına kanat takarak Üsküdar’a gerçekleştirdiği ünlü uçuşunu buradan yapmıştır. Toplam 67m yüksekliğindeki 9 katlı kulenin çatı katında restoran ve kuleyi çepeçevre saran Boğaz’ı ve Haliç’i 360^o izleyebileceğiniz muhteşem bir balkonu vardır.